Giriş Yap
Hoş Geldiniz
Hızlı ve güvenli alışverişe giriş yapın!
Henüz Üye Değil Misiniz?
Kolayca üye olabilirsiniz!

Saatin Tarihçesi

17-11-2023 11:16
Saatin Tarihçesi

 

                  ZAMANIN ÖLÇÜMÜ VE SAATİN ORTAYA ÇIKIŞI

 

Saatin Ortaya Çıkışı

Zamanın ölçülmesi macerasına baktığımızda ilk başta Eski Mısır ve Mezopotamya Medeniyetleri güneşin doğuş ve batış olayını bir gün olarak tanımlamışlardır. Diğer taraftan Heredot ise günü on iki eşit parçaya ayırmanın Babil’den geldiğini söyler. M.Ö. 300’lü yıllardaysa bir gün 24 parçaya ayrılmıştır.

            Saati tarihine bakıldığında ise gelişim aşamalarının sırasıyla güneş saati, su saati, mum saati, kum saati ve mekanik saat olarak geliştiğini söyleyebiliriz.

            Dünyanın ilk saati, Mısırlılar tarafından geliştirilen güneşe dayalı sistemdir. Saatin icadı adım adım gerçekleşirken insanoğlu güneşin hareketleriyle bu yolda adım adım ilerlemişlerdir. Güneş saatinde zamanı belirlemek için güneşin hareketleri ve gölgelerin konumu takip edilir. Güneşin doğuşu, en tepe noktaya çıkışı ve batışı dikkate alınarak zaman hakkında fikir edinilir. Ancak güneşin olduğu anlarda kullanılabilir olan bu saatler, gece ve şafak vakitlerinde herhangi bir veri sağlamaz. Bu sebeple farklı bir icat olan su saatleri devreye girmiştir.

Su saatinin ilk örneklerinin Antik Mısır’da olduğunu görmekteyiz. Çalışma şekillerine göre “boşalmalı” ve “batar” olmak üzere iki türü vardır. Boşalmalı su saatinde bir kaptan diğerine su akıtarak eksilen veya diğer kapta biriken suyun seviyesinden geçen zamanı belirleme esasına dayanır. Batar tip su saatlerinde ise prensip, dibinde bir delik bulunan bir kabı suyun üzerine bırakarak batmasını beklemektir. Ölçme işlemi kabın iç ve dış düzeyine göre yapılmaktadır. Ancak her iki çalışma şeklinde tam bir ölçüm söz konusu olmamaktaydı. Çünkü buharlaşma sonucu suyun miktarında eksilme olmaktaydı.

            Mum Saatinde ise bir kılıfa geçirilen mumun fitilini yanması sonucu ayarlanan mekanizmada belirlenen ölçüm aşamalarına göre ölçüm yapılmaktaydı. Ancak bu da hem çok zahmetli hem de zamanı ölçme noktasında verilen bütün emeklere rağmen tam bir ölçüm sağlamamaktaydı.

            Kum Saatine gelince ortası çok dar ancak bir kum tanesinin geçebileceği darlıkta boğum yapılmış, iki tarafı şişkin bir cam kaptan ibarettir. İçine yalnız bir tarafını dolduracak kadar rutubetsiz ince kum konulduktan sonra açıklığı kapatılan cam kap bir taraftaki kum diğer tarafa geçinceye kadar ters çevrilerek kullanılmakta ve kumun akma süresi saatin gösterdiği zaman birimini oluşturmaktaydı.

            Mekanik Saat ilk olarak 1300’lü yıllarda kullanılmaya başlanan mekanik saatler, zamanın takibi için büyük bir adım sayılır. Mekanik saatin icadı sonrasında kullanılan ağırlıklar ve çark sistemi zamanın tam olarak belirlenmesinde önemli bir aşamadır ancak çarkların büyüklüğü 15 dakikalık bir sapmaya sebep olmuştur. Bu problemden dolayı her gün ayar yapılmak zorundaydı. 1500’lü yıllarda Alman kilit ustası Peter Henlein tarafından zemberek icat edilmiştir. Mekanik saatin gelişimine çok büyük katkı sunan zemberek, kurmalı modellerin ortaya çıkmasını da sağlamıştır. Zembereğin bulunması saatin boyutunda da küçülme sağlamıştır. 1581 yılında ise İtalyan mucit Galileo Galilei tarafından düzenli sarkaç sistemi geliştirilir.

            1571 yılında ise dünyanın ilk kol saati Robert Dudley tarafından İngiltere’de hazırlanarak Kraliçe Elizabeth’e hediye edilir. 1575 yılında İngiliz ve İsviçreliler de saat üretimine başlar. Zamanla gelişip küçülen mekanik tasarımlara ek olarak 1600’lü yıllarda cep saatleri üretilir. Bu süreçte saat kadranı üzerine dakika işaretleri çizilerek akrep ve yelkovan eklenir. Robert Hooke tarafından balans yaylı cep modelleri 1650 yılında hazırlanırken 1656 yılında ilk sarkaçlı saat sistemi kullanılmaya başlanır. 1721 yılına gelindiğinde yeni teknolojilerle birlikte günlük sapma 15 saniyeye kadar düşmüştür. Bu dönemden sonra 1762 yılında John Harrison tarafından zamanı en doğru şekilde gösteren sarkaçsız mekanik saat modeli icat edilir. Kronometre olarak da değerlendirilen bu saat modelinde denge çarkı ve yay kullanılarak vakit ölçümü gerçekleştirilir. Günümüzde kullanılan mekanik saat tasarımları, 1762 senesinde icat edilen bu model esas alınarak tasarlanır.

Türk İslam Medeniyetinde Saat

İslam Uygarlığında özellikle VII. ve XVII. Yüzyıllar arasında bilime verilen önemle birlikte bugün kullanmakta olduğumuz birçok aletin temellerinin atıldığını görmekteyiz. Bu aletlerden biri de özellikle namaz vakitlerinin hesaplanmasında kullanılan saattir. İlk olarak Şatir tarafından 1371 yılında Şam Ümeyye Camisi güneş saatidir. Bu saat gece ve gündüz dönerek eşit veya eşit olmayan zamanı gösterecek şekilde tasarlanmıştır.

            İbn El-Muhallebi’nin 1426 yılında resmettiği ve tarifiyle birlikte oluşturduğu güneş saatinde Kahire’nin enlemi olan 30.enlemi de hesaplamıştır. 1800 yıllarda kalıntıları bulunan bu saati Napolyon Description de l’Egypt’te resmetmiştir.

            Arşiment’in su saatini keşfeden İbn Nedim ise günü 12 eşit parçaya ayırarak bir ağırlığı bir saat süresi içinde hareket ettiği iki sütunda göstermektedir.

            1200’lü yıllarda El-Cezeri ise Yusuf El-Asturlabi adlı birisinin geliştirdiği mum saatini yetersiz görerek değiştirmiştir. Mum, güneşin batışıyla saate yerleştirilir ve mumun altında bulunan kuşun gagasına 15 adet küre yerleştirildi. Mumun yanmasıyla bir uç hareket ederek 1 derece yani 4 dakika hareket ederdi. 15. dereceye denk gelince kuşun gagasından bir küre düşerdi. Bu durum gece boyu devam ederdi.

            Granada Sultanı V. Muhammed ise Peygamber Efendimiz için 1362 yılında bir saat tasarlamıştır. Bu saat sadece gece vakitleri için oluşturulmuştur. Çalışma şekline gelince 12 kapılı ve 12 bölmeli bir ahşap kutudan oluşan bu saat, mumların yanış aralarında açılan kapılardan oluşan bir yapıdadır. Yanan mumlar eşit parçalar halinde sırasıyla yanarak on iki kapının sırasıyla açılmasına yol açarak bu açılan kapılardan düşerken akustik bir ses çıkaran beyitler yazılı kağıt parçalarından oluşmaktadır.

            13. Yüzyılda Rıdvan es-Sa’ati tarafından icat edilen su saati, eşit olmayan saatler prensibine göre tasarlanmıştır. Güneşin doğuşundan batışına kadar olan zaman, her defasında on iki kısma bölümlenmiştir.

            Cezeri’nin El-Cami Beyn El-İlm vel Amel isimli kitabında yer alan 1200 adet buluşu arasında kupa saati ve filli su saati de İslam Medeniyetinde icat edilen diğer saatlerdendir.

            En eski su saati olan ve Orijinali Fas’ta Karaviyyin Camii’nde bulunan saat Süleyman el-Leccai tarafından tasarlanmıştır. Bu saat günü 24 saatlik eşit parçalar halinde böler.

Mekanik saatler, su saatlerine kadran eklenerek geliştirilmiş yapıdır. Avrupa’da 14.yüzyılda kullanılan bu saatler Osmanlı Devleti’nde 1577 yılında İstanbul Rasathanesi’ni kuran Takıyyüddin er-Râsıd’dır. Ayrıca Takıyyüddin bu konu üzerine el-Kevâkibü’d-dürriyye fî vażʿi’l-benkâmâti’d-devriyye isimli bir kitap yazmıştır ve bilindiği kadarıyla bu çalışma dünyada saatçilik konusunda yazılan ilk eserdir. Mekanik saatin çalışma prensibi hareketin bir ağırlık, dişli çarklar ve bir taç mili aracılığıyla kendi ekseni etrafında salınan bir cetvele aktarılmasına dayanır.

            Bütün bu buluşlardan sonra mekanik saatler duvar, masa ve cep saatleri şeklinde gelişerek evlerde kullanılır ve cepte taşınır hale gelmiştir.

            1556 yılında ise Osmanlı’da ilk mekanik saatlerin yapımı gerçekleşir. Bu dönemde Osmanlı’da bulunan ilk mekanik saat, İstanbul Rasathanesinin kurucusu ve Sultan III.Murad’ın müneccimbaşı olan astronom Takiyuddîn tarafından üretilir.

            Bütün bu göz alıcı maceranın nerelere kadar gideceğini kimse bilemez elbette. Ancak uzayda çalışan saat yapmanın hız kazanacağı, hatta marsta çalışan bir saatin varlığını yakın zamanda öğrenmenin insanoğlunu çok şaşırtmayacağı aşikâr bir gerçek. Diğer taraftan akıllı saat pazarının gençler üzerindeki etkisinin artmasına rağmen mekanik saatlerin varlığını devam ettireceği de birçok saat sever tarafından bilinen bir gerçektektir. Isaac Newton'ın "Zaman, bir ok gibidir, ateşlenir, asla sarsılmaz, yavaşlamaz, geriye dönmez, hedefine doğru ilerler." Sözünden hareketle saatin geleceği hakkında nokta koymak imkansızdır. Bu sebeple geçmişte olduğu gibi, şimdi ve gelecekte sarsılmaz bir gerçek olan saat sektöründe Sema Saat olarak varlığımızı devam ettirip saate dair her bir kavrama katkıda bulunmaya devam edeceğiz.

 

 

 

IdeaSoft® | E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.